25 Mart 2025 15:15

ÖHD: Baro kararından geri dönülmeli, başkanlar göreve iade edilmeli

Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD), İstanbul Barosu yönetim kurulu üyelerinin görevden alınması ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) yönelik soruşturmaya dair birçok kentte açıklama yaptı. Diyarbakır, Mersin, Mardin, Van ve Batman’da açıklama yapan ÖHD, baro yönetimi hakkındaki karardan geri dönülmesi ve belediye başkanlarının görevlerine iade edilmesi çağrısı yaptı.

ÖHD’nin birçok kentte yaptığı ortak açıklamada, “İstanbul Barosu, Rojava’da 19 Aralık 2024 günü yapılan hava saldırısında katledilen gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin’in durumunu gündeme getirmiş ve bu katliamın soruşturulmasını talep etmiştir. Bunun üzerine hedef gösterilmiş, baro yönetim kurulunun görevden alınması için davaname hazırlanmış, yönetim kurulu üyeleri hakkında TMK kapsamında soruşturma açılmış, hatta baro yönetim kurulu üyesi avukat Fırat Epözdemir tutuklanmıştır. Sonrasında görülen davada 21 Mart 2025 Cuma günü İstanbul Barosu Yönetim Kurulu Üyeleri’nin görevden alınmasına karar verilmiştir.  Aynı tarihlerde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan ve Beylikdüzü Belediye Başkanı Murat Çalık; gizli tanık beyanları ve soyut iddialar gerekçe gösterilerek gözaltına alınmış ve yürütülen süreç sonrasında tutuklanmışlardır. Halkın çoğunluğunun iradesiyle seçilen belediye başkanlarının tutuklanmasının akabinde, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Beylikdüzü Belediye Başkanı Murat Çalık tedbiren görevlerinden uzaklaştırılmış; Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan ise görevden alınarak yerine Şişli Kaymakamı kayyum olarak atanmıştır” şeklinde süreç anlatıldı.

‘Uygulamalar seçme ve seçilme hakkına müdahaledir’

Verilen kararların yalnızca seçilmişlere karşı değil, savunma mesleğinin her bir temsilcisine, seçilmişlere oy veren her bir seçmene ve yurttaşların adil yargılanma hakkına karşı verildiğinin vurgulandığı açıklamada, “Toplumsal olaylarda söz söylenmesi; hukukun üstünlüğü ve baroların insan haklarının korunması adına yüklendiği sorumluluğun gereğidir. Hukukun; toplumun çıkarlarını ve kamu vicdanını savunmak yerine, iktidar sahiplerinin siyasi rakiplerini saf dışı bırakmaya yönelik bir araç haline getirilmesi, demokrasiyi tehdit eden en ciddi sorunlardan biridir. Bu durum, adaletin yargı eliyle bir intikam aracına dönüştürülmesine yol açmaktadır. Yargının araçsallaştırılması suretiyle seçilmiş kişilerin, gizli tanık beyanları ve soyut iddialarla tutuklanması, sonrasında ise seçme ve seçilme hakkı ihlal edilerek görevlerinden uzaklaştırılmaları ve yerlerine kayyum atanması, temel hak ve özgürlüklerin keyfi biçimde kısıtlanması anlamına gelmektedir. Hukuk devleti ilkesi gereği, yargı organlarının bağımsız ve tarafsız olması esastır. İstanbul Barosuna yapılan müdahale, hukuk güvenliğini zedelemekte, avukatlık mesleğini baskı altına almakta ve savunma makamını etkisizleştirmeye yönelik bir girişimdir. Bu uygulamalar, demokrasi ve hukuk devletinin temeli olan seçme ve seçilme hakkına açık bir müdahaledir” ifadelerine yer verildi.

“Demokrasiyi korumak, seçmen iradesine saygı göstermek ve sahip çıkmak, demokratik bir düzende; siyasi partiler, barolar, sivil toplum örgütleri ile her bir yurttaşın asli sorumluluğudur” denilen açıklamada, “Kayyım uygulamalarının gerek barolar gerekse de belediyeler üzerinde halen devam ediyor olması toplumun temsiliyet bulduğu her alana iktidar eliyle yargı müdahalesinin açık göstergesidir. Bu uygulamalar toplumsal sorunların çözümsüzlüğünde ısrar edilmek istenildiğini göstermektedir. Hiçbir hukuki niteliği olmayan bu kararlara karşı; mevcut uygulamalardan vazgeçilmesi ve demokratik hukuk ilkelerine dönüşün derhal sağlanması gerekmektedir” denildi.

'Karardan geri dönülmeli'

Türkiye’nin farklı şehirlerinde günlerdir anayasal hakkını kullanmak isteyen insanlara kolluk kuvvetleri tarafından işkence edildiğini altının çizildiği açıklamada, “İç İşleri Bakanlığının, eylemlere katılanları suçlayan ve yapılan işkenceyi gizleyen dilden vazgeçmesi; gözaltına alınan ve tutuklanan insanların derhal serbest bırakılması, halka işkence uygulayan kolluk personeli hakkında idari ve hukuki işlemlere başlanması gerekmektedir Özgürlük İçin Hukukçular Derneği olarak; hukukun üstünlüğü, yargının tarafsızlığı, seçme ve seçilme hakkı ile temel hak ve özgürlüklere saygı gibi evrensel değerlerin korunması gerektiğini bir kez daha hatırlatıyor; seçmen iradesi ve hukukun gereği olarak, İstanbul Barosu hakkında verilen karardan bir an önce geri dönülmesini, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve beraberinde tutuklanan diğer seçilmiş belediye başkanlarının bir an önce serbest bırakılmalarını ve belediye başkanlığı görevlerine iade edilmelerini talep ediyoruz” ifadelerine yer verildi. (MA)

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Dersler iptal, herkes dışarı

Dersler iptal, herkes dışarı

Gençler geri adım atmıyor. Yargı darbesine karşı halk hareketinin en etkin ve sürükleyici güçlerinden olan üniversite öğrencileri, geçen hafta sonu aldıkları boykot kararını dün uygulamaya başladı. Ülkenin belli başlı tüm üniversitelerinde yüksek katılımlı boykotlar gerçekleştirildi. Öğrenciler sadece derse girmemekle kalmadı, kampüslerde eylem için bir araya geldi. Talepler şunlar:

Üniversiteleri iktidarın siyasal ajandasına alet eden karar ve uygulamalar derhal son bulsun.

İstanbul Üniversitesi yönetiminin “diploma iptali” kararı geri çekilsin.

İBB Başkanı İmamoğlu ve hukuksuzca gözaltına alınan herkes serbest bırakılsın.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
İmamoğlu'nun tutuklanma gerekçesi ortaya çıktı: "Kaçma şüphesi"

Evrensel'i Takip Et